Spor deneyimlerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spor deneyimlerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Eylül 2017 Cumartesi

Hulahoopp! ile eğlenerek sıkılaşın

Eylül 16, 2017 4

Biraz eskilere dönelim :) 
Geçenlerde babam eve gelirken yol kenarında görmüş ve eve hulahop getirmişti, çocuk gibi sevindim. Eskiden yapamazdım, şimdiyse birkaç gün denedikten sonra başardım. 
Ve fark ettim ki özellikle karın bölgesindeki kasları çok güzel çalıştırıyor. Sizinle paylaşmak isteyip biraz daha araştırdım.

Fitness hulahopu bulunduğunu bilmiyordum mesela. 8 parçadan oluşuyor bu sayede yanınızda da taşıyabiliyorsunuz. 

 
Yukarıda Decathlon'un sitesinde bulduğum hulahopu görüyorsunuz. Fiyatı 70 TL kadar. Ağırlığı yazmıyordu fakat sanıyorum ki 1-1,5 kg arasında.

Bu hulahop ise n11'de gördüğüm masajlı hulahop. Bunu çok merak ettim, en yakın zamanda almak istiyorum. Hem spor yapmış oluyorsunuz hem de masaj :) 
Fakat kalın bir korse ya da kot pantolon tarzı bir şey giymenizi tavsiye ederim çünkü metal toplar morarmalar yaratabiliyormuş.
Deneyen varsa yorumlarda bizimle paylaşabilir.



Peki nedir bu eğlenceli sporun faydaları?

Hulahop çevirmek koordinasyon özelliğinizi geliştirecektir. 

Beli, kalçayı ve dizleri güçlendirir.


Sadece karın kaslarını değiş tüm vücudu çalıştırır ve yarım saatte yaklaşık 300 kalori yakmanızı sağlar. 

Bence en güzel tarafı eğlenerek kalori yakmak.

Evde denenebilecek farklı sporlar mevcut arkadaşlar gördüğünüz üzere. İlle salona gitmenize gerek yok. Ağırlıksız ya da ağırlıklı, hulahop çemberi ile de kilo verebilir/sıkılaşabilirsiniz.
Ekipmansız da evde çeşit çeşit hareket bulmak mümkün ama özellikle yeni başlayanlar evde sıkılabiliyor. Bu sebepten dolayı önerebilirim.


Yukarıda gördüğünüz video benim en sevdiğim YouTube spor kanallarından biri olan "Popsugar Fitness" ın hulahopla egzersiz videosu.



Bu video ise gözüme o kadar tatlı gözüktü ki paylaşmak istedim. "Nasıl her gün çikolata yiyorum" başlığı videoyu daha da çekici hale getiriyor tabii ki :)

Birkaç ay önce hulahopla kareografi oluşturup dans eden grupları görmüştüm, çok zevkli gözüküyordu. Böyle bir fitness grubu bulursam hemen şansımı deneyeceğim. 

Umarım faydası olmuştur, umarım herkes spor yapar!
Hareket iyileştirir diyorum ve musmutlu günler diliyorum.



17 Ağustos 2017 Perşembe

Yogaya Başlamak İsteyenlere

Ağustos 17, 2017 18


Yoga ile alakalı önceki yazımda olaya balıklama dalarak size postür geliştirecek 5 poz önerisinde bulunmuştum. Bu sefer de biraz yeni başlayanlara tavsiye vermek isterim. Veya başlamak isteyip ne yapacağını bilemeyenlere :) 
Peki bunları yazarken ben çok mu deneyimliyim, hayır. Pilates sonrasında çalıştığım pozlar vardı bundan öncesinde. Ama son 1 aydır, kararlı bir şekilde devam edince acemileri daha iyi anlayacağımı düşündüm ve yazmaya karar verdim.

Öncelikle, diyelim yogaya karşı ön yargılısınız fakat yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz.(psikoloğunuz ya da doktorunuz önermiş olabilir, postürünüzü düzeltmek istiyorsunuzdur, reflünüzü iyileştirmeyi amaçlıyor olabilirsiniz vs) 
Bu noktada ben size, spor sonrası esneme hareketlerinize -ki bu muhakkak yapmanız gereken bir şey sonuçta- birkaç yoga pozu eklemenizi önerebilirim. Çünkü ben bu şekilde heveslendim yogaya.
Vücudumun esneyebildiğini gördükçe, özellikle internette gördüğüm ve şaşırdığım o pozları yapabilmek istedim. Ve bu sadece sabredip çalışarak olabilecek bir şey.



Spor sonrası esneme hareketlerimi ise kafama göre yapmak istemedim başlarda. Hep destek aldım YouTubedan. Çok sevdiğim iki kanal mevcut. Yabancı kanallar bunlar fakat az biraz İngilizceyle, çok çok dikkat etmeniz gereken yerleri zaten anlayabiliyorsunuz. Üstelik İngilizcemi de geliştirdiğini hissediyorum. İstediğiniz tarzda Türkçe kanal bulamadıysanız siz de bu yönde faydasını da düşünerek yardım alabilirsiniz YouTubedan.

Esneklik kazanmak için, aşağıdaki videodan yardım alabilirsiniz. En sevdiğim kanaldan size bir öneri. Ben çok memnun kaldım. Devamı da var. 3 gün için 3 videodan oluşuyor :)



Yoga için ise, kursa gitmediğim için başlangıç seviyesi olarak bu videoyla başladım. Ama kursa gidiyorsanız bile evde "Elvinimin" kanalını size önerebilirim. Sesinin sakinliği ve anlatışıyla o kadar çok beğendim ki :) 
Kanalın sahibi, eğitimini küçük yaşta Hindistan'da alarak başlamış yoga macerasına. Ve deneyimli olduğu için; nerede ne hata yapacaksınız, nerede yüzünüz buruşacak tahmin edip ona göre telkinde bulunuyor. Böylece hatalarınızı fark ederek çok hızlı gelişebilirsiniz. Bu videonun serisi ise, 4 videodan oluşuyor. 



Deneyimlediğiniz her hareket, sizi ayrı ayrı şaşırtacak yogada. Ne kadar iyi hissettiğinizi gördükçe bence siz de bırakmayacaksınız.
Sıkılır mıyım diye çok düşündüm, sıkılmadım. Aksine, bir dahaki 30 dakikada neler hissedeceğim, vücudum gelişecek mi diye heyecan duymaya başladım.

Şimdi beraber derin bir nefes alıp verelim mi? :)
İç huzura ulaşmamız dileğiyle.

Deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Mutlu günler olsun..









13 Ağustos 2017 Pazar

Nasıl daha hızlı yağ yakabiliriz?

Ağustos 13, 2017 2

Sağlıklı beslenmeyi tamamen hayatımıza katamamışsak; iş ya da okul temposundan dolayı düzgün beslenemeyip abur cubura yönelebiliyoruz. Vücudumuz yağ tutuyor ve bir gün aynaya bakıp endişeleniyoruz.

Şimdi sizlerle yağ yakımını ömür boyu hızlandırmamız için hayatımıza katmamız gereken en önemli şeyi konuşalım. 
Bahsettiğim şey ağırlık çalışmak.

Özellikle kadınlar, ağırlık çalışmasına gerek olmadığını düşünür. Spor hakkında çok araştırma yapmamışsa böyle düşünmesi normal. Ama malesef ki doğru şekilde kilo vermek, fit görünmek ve sağlıklı olmak için vücudumuzu iyi tanımamız, çalışma şeklini bilmemiz gerek. Bu da bol bol araştırmaktan geçiyor.

Ağırlık çalışmak nasıl yağ yakımını artırır ki? diyerek başlayalım.
Kilo vermek için, normalde her gün aldığımızdan daha az kalori almamız gerektiği şüphe götürmez. Ama ya vücudunuz kasları parçalarsa, yağ yerine? Vücudunuza nasıl bu emri vereceksiniz? Etrafınızdaki, kalorileri saya saya beslendiği halde kilo veremeyen onlarca insanı düşünün. Sebebi nedir?

Sebebi, kas kütlesini artırmak için bir çabası olmayışıdır. Vücut yağdan az, kastan çok eritmeye başlar.
Özellikle kilo verme sürecinde, neden kas erimemeli? Çünkü kaslar kaloriyle beslendiği için, kalori yakar. Yani bu süreci hızlandırır.

Dinlenme süresince bile 1 kg kasın gün boyunca 10 ila 30 kalori arasında yaktığını düşünürsek, yağ yakmak için kas kütlesinin önemini kavrayabiliriz.



Kas kütleniz ne kadar artmışsa, o kadar zor kilo alırsınız. Ağırlık çalışmama gerek yok diyen kadınlara bunu hatırlatmalıyız sanırım. Ağırlık çalışmadan, kas oluşturmadan da kilo verilir, evet. Lakin uzun süre çabalayıp, gıdım gıdım kilo verirsiniz. Üstelik bunca emekten sonra biraz fazla kalori aldığınız anda, birkaç ay içinde eski kilonuza dönebilirsiniz.
Tabii burdan, ağırlık kullanmadan kas yapamazsınız çıkarımında bulunmayın. Çünkü vücut ağırlığını kullanarak da plank, şınav gibi egzersizlerle kısa sürede vücudunuzda büyük değişim oluyor. Sonuçta koskoca bir kütleyi taşıyorsunuz kollarınızın ve karnınızın gücüyle. 
Yani aslında, vücudun zoru görmesi gerek. Zorlandığınız anda 10 tekrar daha yapın!

Kas kütlesinin öneminden bahsetmeye başlamışken birkaç madde daha ekleyelim:
Başka ne tür faydaları var?

-Uzun süre yorulmadan yüzmenizi, koşmanızı, bisiklet sürmenizi sağlar.
-Depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların önüne geçer.
-Kemik erimesini engeller.
-Vücudunuzun oksijeni kullanma performansını yükseltir.

Son olarak;
Ağırlık kaldırmak boyunuzun uzamasını engellemez. Bu hiçbir şekilde kanıtlanmamış bir söylentidir. Birçok insanın ağırlık çalışmama sebebi budurAyrıca bilinenin aksine 7 yaşını geçmiş bir çocuğun hafif ağırlıkları kaldırması, 13 yaşından sonra ise orta ağırlıklarla çalışması gelişime faydalıdır, bunu da söylemiş olalım.

Ayrıca unutmayın; antrenman, hastane masraflarından ucuzdur. Ayrıca verdiği acı ve ağrı, hastalığın acısı gibi üzücü değildir, iyiye götürür. 
Vücudumuza saygı duyuyorsak, spordan asla vazgeçmeyelim.

Bol hareketli günler diliyorum :)








10 Ağustos 2017 Perşembe

5 Yoga Pozu ile Postür Düzeltme

Ağustos 10, 2017 0

Namaste..

Çocukken farkında olmadan oturup kalkışımızdan tutun; günlük hayattaki, işteki duruşumuza kadar çoğu zaman farkında olmadan, postürümüzü bozabiliyoruz. 
Kamburluk, bel fıtığı, boyun düzleşmesi, boyun fıtığı gibi hastalıklara zemin hazırlıyoruz böylece.
Yoga, yıllardır siz fark etmeden size sitem eden iskelet sisteminizi düzeltmeniz için harika bir araç.
ASANA pozları ise postürünüz için biçilmiş kaftan.

   




1) Vrksasana (Ağaç pozu):

Süre: 1 ila 2 dakika arası. Denge arttıkça süre de artırılır.
Anatomik odak noktası: Kalça
Kalçaları, bilekleri, omurgayı güçlendirir.
Siyatiğe ve düz tabanlığa iyi gelir.











2) Garudasana (Kartal duruşu):


Süre: 15 ila 30 sn arası. Bittiğinde kollar ve bacaklar çözülüp yerleri değiştirilir, poz tekrarlanır.
Anatomik odak noktası: Ayak bilekleri, uyluk, kalça, omuzlar
Omuzları ve sırtı esnetir.
Konsantrasyonu geliştirir.
Ayak bileklerini güçlendirir.


3) Salambhasana (Çekirge Pozu):

Süre: 30 sn - 1 dk arası. En az üç kez derin nefes alınır. Nefes verip, pozdan çıkılır.
Anatomik odak noktası: Kalça, alt sırt, akciğerler, üst kollar, boyun
Yorgunluk, kabızlık ve hazımsızlık, bel ağrısı tedavisinde uygulanır.



 4) Ustrasana (Deve Pozu): 

Süre: 30 sn - 1 dk arası. 
Duruştan çıkarken ellerinizi alt karın üzerine koyun, kalçanızı yere indirin, boynunuzu düzeltin.
Anatomik odak noktası: Kalça, karın, göğüs kafesi, omurlar
Menstural rahatsızlıkların tedavisinde, kaygı, yorgunluk ve baş ağrısı için uygulanır.





5) Ardha Matsyendrasana (Yarım Balık Kralı Pozu):

Süre: 30 sn - 1 dk arası. 
Yere değen ayak aktif olarak yere basılır. Diğer bacağın büküm noktası ise tavanı gösterir. Boyun iyice döndürülür.
Nefes vererek öne dönülür.
Anatomik odak noktası: Üst sırt
Karaciğeri ve akciğerleri açarak oksijen alımını artırır. 
Astım için tedavi edicidir. 
Adet dönemi ağrılarına, sırt ağrısına iyi gelir. 



Onlarca yoga pozu var elbette. Fakat ben kendim denediğim, faydasını gördüğüm pozları sizlerle paylaştım. Biraz ısındıktan sonra, bu 5 pozu deneyin lütfen. Eğer yoga ile yeni tanışıyorsanız her gün pratik yapmayı sürdürmelisiniz. 

Böylece yoga ile günbegün vücudunuzu tanımaya başlayacak ve pozları benimseyeceksiniz.

Hareketle, huzurla, mutlulukla kalın.. :)



25 Mayıs 2017 Perşembe

Evet KOŞUN! ama nasıl?

Mayıs 25, 2017 7
Şimdi size benim son 3-4 aydır hayatıma iyice kattığım ve hiçbir ekipmana gerek duyulmadan, her yapışınızda vücudunuzla aranızdaki bağı güçlendirecek bir spordan bahsetmek istiyorum. Koşu!
Doğa koşuları, en güzeli. Benim çekimimden :)
  Şunu diyerek başlamak istiyorum ki, bu yazıyı okuyan 10 kişiden belki de 9'unun düşüneceği gibi ben de koşu hakkında ön yargılı düşünüyordum ve "çabuk yoruluyorum", "koşuya çıkıp 5 dk bile koşamıyorum" diyenlerdendim. Böyle düşünenler bir yana, bir de hiç kendini denemeyip sadece düşüncede reddetmiş olanlarımız da var tabii ki.
Öncelikle bunu aşmamız gerekiyor arkadaşlar. 
  Diyelim ki karar verdiniz, çıktınız koşmaya. Her şeyiniz hazır, en rahat ayakkabınızı giymişsiniz. Sırf koşmak için ayakkabı almışsınız hatta. Motivasyon tam!
E, sonra? 3 dakika koşup, nefes nefese kalıp, pes mi ediyorsunuz? Gayet normal. Koşuya başlayan çoğu kişiye olan şey bu.
Şimdi size uyguladığım tekniklerden bahsedeyim. 3 dakikada tıkandığım zamanlarda neyi yanlış yapıyormuşum, şimdi nasıl 40 dakika koşabiliyorum?, gibi soruların cevabı niteliğinde.

Bundan bir sene öncesine kadar annemle çıkardım yürüyüşe; 1 saate yakın yürürdük, sonra o dinlenirdi, bense 15 dakika falan koşardım. Ama şöyle: bir şarkıyı bile bitiremeyecek kadar bir koşu -2 dk kadar-, sonra 3 dk tempolu yürüyüş. Böyle böyle gittiği yere kadar. Ama en büyük hatamı şimdi düşününce görüyorum: ani hızlanmak.

Gerek yok arkadaşlar. Sürekli olması daha etkili. Bir anda 2 dk deli gibi koşmanın da elbette -ciğerleri açması yönünden- önemi vardır lakin amacımız kilo vermek veya sıkılaşmak, kondisyon artışı gibi şeylerse süreklilik sağlamaya özen göstermenizi tavsiye ederim.

Gelgelelim; benim yaptığımı uygulayabilirsiniz. Pes etmek yerine araya yürüyüş sıkıştırıp koşmaya devam etmek. Çünkü bu vücudunuz için çok iyi olacaktır, nabzı biraz düşürüp geri yükseltmek. Kalbe büyük yararı var. Deneyin derim. Benim yaptığım tam olarak o teknik sayılır mı bilmem ama, sanırım fark etmeden "interval koşu" dedikleri şeyi uygulamışım. :) Sporcularda eritrosit ve hemoglobin sayısının korunmasında ve yükseltilmesinde önemli bir yöntemmiş. Etkiliymiş de.

Benim bir diğer yöntemim de şöyle: diyelim 30 dk koşmayı hedefledim ama gelin görün ki 15 dakika sonra bir halsizlik, bir güçsüzlük geldi. Hemen hızımı çok çok çok azaltıp, hafif zıplar modda -yol kat etme hedefim olmaksızın- ilermeye başlıyorum. 1 dakika civarı o şekilde koşunca, enerjimi toplayıp, 15 dakika daha koşabilecek hale gelebiliyorum. Velev ki gelemedim, araya tekrar o küçük seansları katıyorum. Yeter ki pes edip bırakmayayım.


Bu süreçte -eğer müzik dinleyerek koşmayı seviyorsanız- kendinize bir koşu playlisti oluşturmanızı tavsiye ederim. Ben müzik dinleyerek koşmaya bayılanlardan olduğum için, bunun etkisini çok görüyorum. Umarım siz de görüyorsunuzdur ya da görürsünüz :)

Şimdi, bir hatamızdan bahsettik: Ani hızlanmak.
Diğer bir hata, az su tüketimi. Koşarken çok sıvı kaybı olduğundan dolayı vücut acil durum alarmı verebilir ve gücünüz tükenmiş gibi hissedebilirsiniz. Birkaç yudum su çözecektir. (Daha da doğrusu, koşuya çıkacağınız günün sabahından itibaren yeterli su alımına özen göstermelisiniz.)

Ve bir hata daha. Ben bu hatayı çok sık yapardım. Isınmadan koşmaya başlamak. Yapmayın. En azından 15 dk tempolu yürüyün ya da 2-3 dk tempolu yürüyüp sonrasında esneme hareketleri yaparak başlayın. Özellikle üst bacağınız iyice esnemiş olsun.

Doğru ayakkabı seçmemek. Bu da son maddemiz. Düz ve sert tabanlı, ayağa büyük ya da küçük gelen, spora uygun olmayan vs ayakkabı tercih etmek sizin performansınızı %70-80 oranında düşüreceği gibi kas ve iskelet sağlığınız açısından da hiç uygun değildir. 

Bedenini Keşfet

Mayıs 25, 2017 4

Pilates sever herkesin onunla bir tanışma hikayesi vardır. Peki bu adı ona veren kişi, onunla nasıl tanışmış? Bahsettiğim kişi Joseph Hubertus PILATES. 1883 yılında doğan Joe Amca; küçük yaşlarda astım, romatizmal ateş ve raşitim(kısaca kemik zayıflığı) hastalıklarına sahipti. Babası jimnastikçi, annesi ise alternatif tıp doktoru olan Joseph-ki bu onun şansıydı-; sık sık evde vakit geçirerek, kendi bedenini keşfe çıktı adeta. Tıp ve spor kitapları okudu. Yoga, kayak, savunma sporları, ağırlık çalışmaları üzerine yoğunlaşıp uzmanlaştı. Ve hepsinin mükemmel bir sonucu yahut birleşimi diyebileceğimiz pilatesi keşfetti. Hikayenin daha devamı var. Eşiyle birlikte birçok insanı sağlığına kavuşturmalarıyla sonuçlanan bir hikayeleri var fakat ben kendi yorumumu katarak devam etmek istiyorum.