BLOGUM TADİLATTADIR

Sporun beyinden kalbe, akciğerlerden iskelet sistemimize kadar birçok yararından bahsetmek bir yana dursun; en çok değinmek istediğim şey kuvvetle muhtemel bağımlılıklar ile olan ilişkisidir. Hepimizin bildiği ya da duyduğu gibi en yaygın bağımlılık türleri;
-Alkol,
-Tütün,
-Uyuşturucu,
-İnternet(sosyal medya,oyun) bağımlılığıdır.
En yaygın dedim çünkü kafein, spor(korkmayın lütfen..!) bağımlılığı gibi türleri de var fakat ben bugün sizlerle sporu hayatınıza katarak yenebileceğiniz, sağlıklı yaşam kapsamında da en çok duyduğumuz türlerinden bahsetmek istiyorum.

Evet, artık kabak tadı verdi. Farkında mısınız?
Siz de sigara bağımlısıysanız muhtemelen farkında değilsiniz. Ama ben "anne karnından beri" sigaranın dumanına pasif de olsa maruz kaldığım için bu durumdan çok muzdaribim. Muhtemelen daha dünyaya gelmeden nasıl rahat nefes alabileceğim hakkında şüphelerim vardı.
Her yerde; çocuğundan tutun yaşlı amcalarımıza, teyzelerimize kadar sigara içen insan mevcut. Bu insanlar sağlıklı olmak istemiyorlar mı? E isterler, neden istemesinler ki. Ama daha çok istemesi gerek, takdir edersiniz ki. Üstelik sadece istemek yetmez; bu her olayda böyledir. Düşünmesi, plan yapması, iradeli olması ve yola koyulması gerek.
Ve ben de tam bu konuya bayılıyorum. Yola koyulmak istiyor diyelim bağımlı kişi. Nasıl?
Bunun en güzel destekçisi bence spordur. 

   Spor yarı yolda bırakmaz. Düşman değildir, dosttur. Dozunda, yani kendi vücudunuzu aşırı zorlamayacak şekilde spor yaptığınız zaman sizi kanser etmez. Tat alma duyunuzu köreltmez, koku alma duyunuzu azaltmaz... Reflü, gastrit yapmaz, onları iyileştirir, bizzat yaşıyorum! Gebelikte karnınızdaki bebeğinizde hastalığa sebep olmaz, erken menopoz yapmaz.. Çevreyi kirletmez, yangına sebep olup oksijenimizi bizden almaz. Uykusuzluk, refleks azalması, strese sebep olmaz. 

   Evet bunların tümüne  "aman dünyaya kazık mı çakıcaz, siz de öleceksiniz" diyerek içtikleri sigara sebep oluyor. Stres? Evet, strese de. Buradan sınav senemizde bana sigara uzatıp "çok rahatlatıyor ya, stresini alır" diyen kişiye bir güzel seslenmek isterim. Sigara stresi, hüznü, kederi almaz. Sigara bunları sana bir güzel katar.

4000'den fazla kimyasal barındıran bir maddeden başka ne beklersiniz? 


Bence fazla bir şey beklemeyin. Çünkü kanımca size verebileceği en büyük şey erkenden, dünyadan göçmüş sevdiklerinize kavuşmaktır. Boşuna dememişler "sigara içme torununu gör, sigara iç dedeni gör" diye.. :) Bir diğeri ise boş vaktinizi size dolu gibi göstermektir. Bu son cümleyi kurmama sebep olan şey de Yeşilayın standına gelen birinin bana "ya sen sigara içmiyosun ya birini beklerken ya da boş zamanlarında, çay içerken napıyosun sıkılmıyo musun" demesidir. Sigara içseydim bu kadar çok hobim olmazdı, evet. Ama ben o kadar memnunum ki boş vaktimi sigaradan başka şeylerle doldurmaktan.
Çok mu acımasız konuştum? Bilmiyorum. Belki bağımlılığından kurtulmak isteyen ama küçük bi' kıvılcım bekleyen bir insan okur da, bırakıverir şu zehri! Nasıl mutlu olurum ama bir bilseniz :)

Sıra geldi.. Neye geldi..?
Bağımsız yaşamak varken; neden her gün, her gece, yahut her sıkıntıda veya her eğlenmek istediğinde alkole koşuyorsun? Üzüntünü yaşa, geçer! Sevdiklerine sarıl, dostuna git; alkolü dost sayacağına. Ona vereceğin parayla git bir çocuğu sevindir, ne dersin..? Hadi, at bi adım. Daha mutlu olacaksın, buna inan şehir efsanelerine değil.  Bira içenlerin yanında, onlarla takılmak için veya iyi vakit geçirmek için sen de bira içmek zorunda değilsin. Veya çeşit çeşit alkol aldığın zaman kültürlü olmuyorsun, kimse sana hayran olmuyor. Onun sana verdiği gereksiz özgüven ve patavatsızlık ise sana iyi şeyler yaptırmaz, bunu bil..

Çağımızın en büyük sorunu dedikleri;
Özellikle oyun veya sosyal medya bağımlılığından kurtulmanın en etkili yoludur bence spor yapmak. Çünkü sadece ellerin ve gözlerin hareket halinde olacağına tüm vücudun hareket halinde oluyor ve interneti düşünmeye vaktin kalmıyor. Zaten sporun sağladığı serotonin hormonu sayesinde o anki halinizden memnun oluyor ve telefonu, bilgisayarı bir nebze de olsun unutuyorsunuz. Özellikle FOMO yani "fear of missing out" dediğimiz gündemi kaçırma korkusu bu kadar yaygınken, sosyal medyaya çok bulaşmamak en iyisi.

Ee, şimdi napmalısınız?
Deneyin, deneyin, deneyin..! Zorlayın biraz kendinizi, vücudunuzu, beyninizi. Hoşunuza giden egzersiz şeklini bulup hayatınıza yerleştirin, farkı göreceksiniz. Siz farkındaysanız, sevdiklerinize fark ettirin. Birinin hayatına iyi anlamda dokunmak sizi çok mutlu edecek.

Sanırım diyeceklerim bu kadar.
Sonuna kadar okuyabildiysen çok teşekkür ediyorum sayın okuyucu, sabırsız davranmamışsın demektir. Etrafımda o kadar çok tütün bağımlısı olup bana kulak asmayan var ki, benim için anlamı büyük bunun.

Bir sonraki yazımda, cümlelerde buluşmak üzere... Bağımsız kalın, sporla kalın, mutlu kalın :)