13 Aralık 2017 Çarşamba

Dikkat! Depresyonun bilinmeyen tetikçisinin farkında mıyız?

2020 yılında depresyonun, dünya genelinde en çok görülen ikinci hastalık olacağı tahmin ediliyor. 
Şaşırtıcı değil. 
Az oksijen, az mutluluk, az huzur ile,
az hareket ederek, az iletişim kurarak, az "düşünerek",
bol "fast-food" ile, hızlı yaşayarak, stresli yaşayarak...
nereye kadar?
sonuç belli değil mi?

Bugün bahsedeceğim şey, genç nüfustan tutun da en yaşlısına kadar peşimizi bırakmayan, hayattan aldığımız zevki sömüren, iliklerimize kadar çaresizliğe batıran bir hastalık: depresyon. Bu hastalık başta olmak üzere, birçok psikolojik hastalığın önemli bir tetikçisi var. Belki de doktorlar tarafından bile anca umursanmaya başlanmış, fakat önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir tetikçi.
D vitamini eksikliği.

Öyle ki, şizofrene bile yol açabiliyor!
Dahası var mı?
Dikkat etmemiz gerekmez mi?
Daha ne kadar, sırf damak zevkimize hitap etmiyor diye tüketmeyeceğiz şu çeşit çeşit D ve B grubu vitamini deposu besinleri!
Hangi etken sağlığımızdan daha önemli ki, bir söyleyin yahu! 
Tamam, yine sevmeyin, ama vücudunuza saygı duyun lütfen. Örnek vereyim; ciğer yemekten hoşlanmıyorum. Fakat burnumu tıkayarak da olsa, -şunu da es geçmeyelim; benim onu reddedecek herhangi bir sağlık sorunum olmadığı için- yiyorum. Çünkü damak tadımdan daha önemli şeyler var: sağlığım, bedenim, psikolojim.


D vitaminini en çok güneş ışığından alıyoruz, fakat maalesef ki kışın bu durumdan mahrum olduğumuz için(ve çıkan güneşe rağmen soğuğa uygun giyindiğimiz, güneş derimize değmediği için) D vitamini barındıran besinlerden bol bol tüketmemiz, depolarımızı doldurmamız gerekiyor. Depo diyorum, çünkü D vitamini yağda çözünen "A,D,E,K" vitamin grubuna dahildir ve vücutta yağlara sarılı olarak dolaşıp, yağlı dokularda depolanır. Ya safra yardımıyla ya da tükettiğimiz yağlar yardımıyla emilirler. Bu anlamda, yağ tüketmekten de aşırı biçimde kaçmamak gerek. Aynı zamanda yağdaki fosfolipitler, "beyin" için, sinir sistemi için çok önemli.
Yani; ne karaciğer yağlanması yahut damar tıkanıklığı yapacak kadar çok, ne de hastalığa neden olacak kadar az...
Her şeyden azar azar!

Eksikliği unutkanlık, demans, depresyon, anksiyeteye sebep olan B vitaminini de unutmayalım. Depo edilmediği için günlük/haftalık tüketmeniz gerekiyor.
Balık, balık, balık diyorum. Uzun süre tüketmediğimde dalgınlık, unutkanlık, halsizlik yaşıyorum. Elbette birçok besinde var fakat bence balığın önemi ayrı.

Dönem dönem -özellikle kışın- mutsuzluk, halsizlik gibi depresyonun "erken" belirtilerini hissettiğim için, bu sene farklı olarak sorunun iyice temeline inmeye çalıştık ve vitamin eksikliği olabileceğini fark ettik.


Çünkü aslında bu bir olaylar zinciri. Herhangi bir stres veya mutsuzluk yüzünden beslenmeniz zedeleniyor, vitamin depolarınız boşalıyor, halsizlik başlıyor.
E halsizlik, yorgunluk derken bunlar da tekrardan mutsuzluğu tetikliyor.

Peki, kısır mı yani bu döngü? Fark etmezsek evet.

Beslenmemin de gerçekten iyiye gitmediğini fark ettikten sonra D vitamini takviyesi kullanmaya başladım hap şeklinde. O da olmadı iğne vurulmaya başladım. 

Peki siz, hayatınızın herhangi bir döneminde bu sorunla karşı karşıya kaldınız mı?
Ne dersiniz, beslenmeniz gerçekten psikolojinizi iyi yönde mi etkiliyor, kötü yönde mi?

Velhasılkelam;
vücudunuz konuşuyor!
Olay onu iyi dinleyebilmek...
Dinleyin vücudunuzu. Çünkü hiçbir şey ondan önemli değil.










8 yorum:

  1. Merhaba, ilk defa bu yıl D vitaminim neredeyse sıfır olmuş bir şekilde doktora gittim. Halsizlik ve pek çok şikayetle beraber D ve B vitamini eksikliği teşhisi kondu ama bununla da bitmedi mide ve yemek borusunda emilim bozukluğuna yol açan durumlar ortaya çıktı. Güneş ışığı ve beslenme konusunda eksiğim yok ama neden diye soranlar varsa sözünü ettiğim durum bir olasılık olabilir. Vücudumuz gerçekten çok entegre ve mucizevi bir sistemle yaratılmış, küçük sapmalar bile hemen kendini belli ediyor. Sağlıklı günler olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emilim bozukluğunu beklemiyordum. Çok geçmiş olsun.. Kesinlikle öyle, yazdıkça araştırdıkça o kadar şaşırıyorum ki her geçen gün. Değerli yorumunuz için teşekkür ediyorum

      Sil
  2. Malesef ki biz burda güneş ışığını pek göremediğimiz için D vitamini doğal yollarla alamıyoruz canım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soğuk bir yerde mi yaşıyorsunuz? Malesef öyle, takviye gerekebiliyor.. :/

      Sil
  3. 1 ay önce kan testi sonucumda D vitaminimin 0'a yakın olduğunu ve B vitaminiminde bir hayli normalin altında olduğunu öğrendim ve bu yorgunluğun, isteksizliğin bunlardan kaynaklandığının farkına vardım. B vitamini için verilen hapı düzenli kullanıyorum ama D vitamini için verilen ampulü henüz içmedim. Bu akşam eve gider gitmez içeceğim. Yazı çok iyi geldi. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için... Dikkat etmek gerek, kan testi yaptırmanız çok iyi olmuş. Sizin de okuyan gözlerinize sağlık efenim.. :)

      Sil
  4. Durmadan duvarlara kapanan bir nesil... Ne beklenebilirdi ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Bilinçlenmemiz bilinçlendirmemiz lazım...

      Sil